Bir Okulun Hafızası, Bir Köyün Yolculuğu

Köstence Limanı’nda gemi düdüğü çaldığında, kimse arkasına dönüp uzun uzun bakmadı. Çünkü bakmak zor geliyordu. Kasım 1935’ti. Madrevo’dan çıkan insanlar, yanlarına sığdırabildiklerini almış, sığmayanları yüreklerine emanet etmişti. Bir göç böyle başlardı zaten; az eşya, çok hatıra ile.

Bir Okulun Hafızası, Bir Köyün Yolculuğu
GİRİŞ 14.12.2025 13:20 GÜNCELLEME 19.12.2025 07:18

Tuzla Limanı’na vardıklarında yol bitmiş sayılmazdı. İzmit’te, Gölcük’te, Bahçecik’te, Değirmendere’de geçici barınaklar…  Beklemek, sabretmek ve yeniden tutunmak. Ta ki 1936’da Subaşı’nda evlerin temeli atılana kadar. “Atatürk Evleri” dediler adına. Bir yıl sonra 86 hane anahtarlarını aldı. Yeni bir köy, yeni bir hayat kuruluyordu.

 

Bu köyün ilk muhtarı Somuncu İbrahim, kalemi hiç elinden bırakmadı. Gemi kalkarken yazdı, evler yapılırken yazdı, toprağa ilk tohum atılırken yazdı. Defterlerinde sadece günler değil, insanların halleri, yanlarında getirdikleri giysiler, tarım aletleri, hayvanlar ve birbirlerine tutunuşları vardı. O defterler, Subaşı’nın hafızası oldu.

 

Hayat ağır ama umutluydu. Tarla sürüldü, demir dövüldü, imeceyle okul yapıldı. 1937’de bir oda, 1939’da iki sınıf, 1942’de üç… Çocuklar okudu, köy enstitülerinden öğretmenler yetişti. 1967’de altı derslikli okul açıldığında, Subaşı artık sadece bir yerleşim değil, bir örnekti.

 

Yıllar geçti. Göçü yaşayanlar yaşlandı. Ama anlatılanlar kaybolmadı. 2007’de kurulan Subaşı Sözlü Tarih Çalışma Grubu, büyüklerin sesini kayda aldı. Sandıklardan işlemeler çıktı, mutfaklardan tencereler, duvarlardan fotoğraflar indi.

 

Eski ilkokul binası, 2013’te Göç Evi Müzesi olarak yeniden açıldığında, çocuk sesleriyle dolu o yapı bu kez hatıralara ev sahipliği yapıyordu. Bir göçün yolculuğu, bir köyün kuruluşu, bir toplumun birlikte kalma iradesi sergileniyordu.

 

İnsan göç ederken her şeyini alamazdı elbet. Ama alışkanlıklarını, yemeklerini, türkülerini ve hafızasını yanında getirirdi. Subaşı’nda bugün hâlâ pişen yemeklerde, anlatılan hikâyelerde ve müzenin sessiz vitrinlerinde bu yolculuk sürüyor.

 

Göç bitmişti belki…

Ama hatırlamak hâlâ devam ediyordu.

 

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL