Fatih Bülbül
Kuş Gözlemcisi
fatihbulbul@marmarapost.com
Angut (angıt), ördekgillerden tüyleri kiremit renginde, evcilleştirilebilen bir dalıcı ördek türü yaban kuşudur. DivânuLügati’t-Türk’te, “?anğıt” “Ördeğe benzer kızıl renkli bir kuş, angıt.” şeklinde tanımlanır. “Tadorna” cins adı Kelt kökenli olup, “benekli su kuşu” ve “Ferrugo” Latince’de “demir pası” anlamındadır.
Angıt kuşları, güzellikleriyle ve sevimlilikleriyle görenleri büyüleyen bir kuş türüdür. Bu kuşlar yeryüzündeki tek eşlilikleriyle bilinen, nadir kuşlardan bir tanesidir. Eşlerden biri öldükten sonra hayatta kalan eş ölen eşine sadık kalarak diğer kuşlarla bağlantı kurmaz ve bir nevi ölen eşinin arkasından yas tutarlar. Bu özelliğiyle bizlere çok iyi bir örnek teşkil etmektedir. Düşünme yetisine sahip olmamalarına rağmen, eşlerine olan bu derece bağlılıkları ve sadakatleri biz insanları hayretler içerisinde bırakmaktadır. Sevgiyi bilen, sevmesini bilen ve bir ömür boyu hiç bıkmadan sevebilen bir kuştur. Bu kuş türü, eşlerini kaybettikten sonra tekrar eş bulmakta çok zorlandığı için avlanmaları da yasaklanmıştır.
Herkesin (haksız bir şekilde) kullandığı bir ifadedir “Angut”. Birisi bir saflık yapınca, bir laftan anlamayınca, boş boş bakınca hemen “Angut musun?” der günümüzün insanı. Angut’un aslında bir kuş olduğunu bilmeyen birçok “Angut!” var. Angut kuşunun eşi öldüğü zaman (yanına o anda başka bir yırtıcı hayvan veya bir insan gelse dahi) gözlerini bir dakika bile eşinin ölüsünün üstünden ayırmadan o da ölene kadar baş ucunda bekler. Ayrıca bu olay bütün Angıt kuşları için geçerlidir, arada bir görülen birşey değildir. Çok ürkek bir hayvan olmalarına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen Angıt kuşuna elinizi uzatsanız dahi oradan kaçmaz. Çoğu kuş türü üreme konusunda kur döneminin ardından farklı kuşlarla çiftleşirken Angut kuşu tek bir eşle çiftleşir ve ölene kadar farklı bir kuşla birlikte olmaz. Eşi öldükten sonra da farklı bir çiftleşme yaşamayan bu kuş türünün yas tuttuğuna inanılır. Slav mitolojisinde ve biz Türklerin anavatanı Orta Asya’da kutsal olarak kabul edilen, dünyada birçok inanışta aşk ve evlilikle bağdaştırılan Angıt kuşu Türkiye’de çok farklı bir alanda; argo dilinde kendisine yer edinmiştir.
Angıt kuşlarının ilginç özelliklerinden bir tanesi de; bu kuşların rüzgarı arkalarına alarak uçmasıdır. Rüzgarı arkalarına alarak uçtukları için dengelerini sağlamakta zorluk çekerler ve genellikle inişlerde zorlanırlar. İniş yaparken çoğunlukla dengelerini kaybederek takla atarlar.Bu özelliğine teşbih yapılarak bu isim verilmiştir.
Ayrıca ülkemizde bir kuş türü olduğu bilinmeden yerme amaçlı kullanılan angıt kuşu için yazılan hikayeler ve şiirler de mevcuttur. Bu hikayelerde ve şiirlerde genellikle dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Angıt kuşunun sadakati ve saflığı vurgulanır.Orta Asya Türklerinde “Angıt ” adıyla anılan ve geleneksel el sanatlarında nakışlara da işlenen bir kuştur.
Hersek Lagününde yerleşik olmasa da yıl boyunca beslenme amaçlı alana gelmektedir. Zaman zaman alanımıza ziyarete gelen öğrenci gruplarına bilgiler verirkenangıt kuşlarının, bu özelliğini belirtiyoruz. Bir lise grubu ile gelen Özbek bir öğrenci bu anlatımlar sırasında söz alarak onlarda da “sadakat ve sevgi kuşu” olarak anıldığını belirtti. Gençlerin kuşlara ilgi duyması ve duyarlı olması doğa adına sevindicidir.
Hani derler ya “Angut gibi bakmasana”. Keşke herkes Angut gibi bakabilse sevdiklerine. Bundan sonra bazılarına “Angut” demeden önce bir kere daha düşünelim. Bir “Angut” bile olamayan o kadar çok insan var ki artık günümüzde.